2016 Ramazan ne zaman başlıyor

-Ramazan'ın ilk iftarı ve ilk sahuru saat kaçta?

Ayların en hayırlısı olaran bilenen Ramazan ayı için geri sayım başladı.

Bu hayırlı ve mübarek Ramazan ayının yaklaşması akla bazı soruları getirdi. "Ramazan'ın ilk günü ne zaman? Ramazan hangi gün başlıyor? İlk ne zaman sahur yapacağız?" gibi sorular merak edilmeye başlandı.

Ramazan, oruç tutma ayı olarak da biliniyor. Her sene olduğu gibi İslam aleminin heyecanla beklediği On Bir Ayın Sultanı için sayılı günler kaldı. Öyle ki, bu sabırsızlığın sona ermesine 1 haftadan az bir süre kaldı.

Peki Ramazan'ın ilk günü ne zaman? İlk iftar ne zaman yapılacak, ilk sahur saat kaçta? İlk oruç kaç saat sürecek?

İşte merak edilen ve en çok sorulan sorular olan "İk sahur hangi gün?, Ramazan ayın kaçında başlayacak?, 2016 Ramazan ayı ne zaman başlıyor?, Oruç ne zaman tutulacak?" gibi tüm soruların yanıtları...

İşte Ramazan ayının başlangıcı ve diğer tüm detaylar...

2016 Ramazan ne zaman başlıyor?
Geçtiğimiz sene Ramazan ayının başlama tarihine bakarsak, haziran ayının ortasında Ramazan ayına girmiştik. Bu sene ise biraz daha erken oruç tutmaya başlayacağız.

- 6 Haziran 2016 Pazartesi

Haziran ayının 6'sında Ramazan ayının ilk günü başlıyor. İmsakiye üzerinde ise Hicri Ay: Ramazan (1.gün) , Miladi Ay: 6 Haziran 2016, Gün: Pazartesi olarak belirtiliyor.

İlk sahura ne zaman kalkılacak?
- 6 Haziran gecesi Müslümanlar için ilk sahur günüdür. İstanbul için sahur vakti 03:26'de (imsak vakti) bitmektedir.

İstanbul'da iftar ne zaman yapılacak?
- İlk oruç saat kaçta açılacak merak edenler için, Ramazan'ın ilk günü için iftar vakti 20:42'dir. (Akşam vakti)

Ramazan ne zaman bitiyor?
Ramazan ayı 4 Temmuz 2016'da bitecek.

Kadir Gecesi ve diğer günler ile ilgili ayrıntılar;
06 HAZİRAN-2016 PAZARTESİ RAMAZAN'IN BAŞLANGICI
01 TEMMUZ-2016 CUMA KADİR GECESİ
04 TEMMUZ-2016 PAZARTESİ AREFE
05 TEMMUZ-2016 SALI RAMAZAN BAYRAMI (1.Gün)
06 TEMMUZ-2016 ÇARŞAMBA RAMAZAN BAYRAMI (2.Gün)
07 TEMMUZ-2016 PERŞEMBE RAMAZAN BAYRAMI (3.Gün)

Ramazan orucu ne zaman farz kılınmıştır?

Ramazan orucu, Peygamber Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Medine'ye hicretinin on sekizinci ayının başlarında, Bedir Gazvesinden önce, Kıblenin Mescid-i Aksâ'dan Kâbe'ye çevrilmesinden[1] kısa bir zaman[2] sonra Şaban ayında[3] şu ayetlerle farz kılınmıştır:

"Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınasınız diye size de sayılı günlerde farz kılındı… Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir."[4]

Selman-ı Farisi Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu:

"Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi."
"Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır."

"Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı."
"Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.

"Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer."

"Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşak katlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir."

"Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü'minlerin rızkını arttıracak aydır."
"Bu ayda her kim oruçlu bir mü'mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur."

Ashab-ı Kiramdan bazıları, "Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz" dediler.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, "Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü'mine iftar ettirene de verir" bu yurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:

"Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur."
"Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.

"Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız."
"Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime-i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah'tan mağfiret dilemenizdir."
"Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah'tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah'a sığınmaktır."

"Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cenne'te girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir."[1]