| ||||||||||||
| ||||||||||||
| ||||||||||||
Adana'nın Aladağ ilçesinde 12 kişinin hayatını kaybettiği yurt yangınıyla ilgili davasının ilk duruşmasının sonunda bir grup ile pankart açan mağdur aileler arasında gerginlik çıktı. Polisin müdahalesiyle gerginlik büyümeden önlendi. Kozan Adliyesindeki yer darlığı sebebiyle duruşma Kozan Ticaret Odasının konferans salonunda görüldü. Mahkeme heyeti sanıkların ifadelerinin ardından olayda evlatlarını kaybeden ailelerin ve baro avukatlarının ifadelerine başvurdular. Olayda evlatlarını kaybeden ve kimi evlatları yangından yaralı olarak kurtulan veliler olayda ihmali olan kişiler hakkında şikayetçi oldular. Mağdurlardan Mustafa Tokbaş, "Çocuğum bir buçuk senedir oradaki yurtta kalıyordu. Lisede bir kızım okuyor o beni telefonla olay günü aradı ve Aladağ'daki yurtta bir yangın olduğunu söyledi. Saat iki buçukta Adana Aşkın Tüfekçi Hastanesine gittim kızımı tanıyamadım. Kolundaki elindeki kızımı tanıyabildim" dedi. Yasemin Kaya'nın babası Mehmet Kaya da, "Bu yıl Aladağ'da kızım için kalacak yer bulamadık ve bizi bu yurda yönlendirdiler. En son bu yangın çıktı. Kızım bu yangında yaralandı" diye konuştu. Sema Karataş'ın babası Veysel Karataş ise, "Ben çocuğumu yurtta Mahmut beye teslim ettim. Devlet destekli yurt dediler ve benden para da talep etmediler. Bende şikayetçiyim" şeklinde konuştu. Sümeyye ve Fadime Yetim'in babası olan ve yangında bir kızını kaybeden baba Ahmet Yetim, "Bu yurt yangınında bir kızım yaralı kurtuldu bir kızımı da kaybettim. Yurda bizim oranın çocukları giderdi. Çocuklarımız daha önce pınar madencilik yurdunda kalırdı ancak daha sonra burada yer kalmadığı söylendi ve ilçe milli eğitim müdürlüğüne vardık yer ayarlamaya çalışıyoruz dediler ve bizi bu yurda yönlendirdiler. İki çocuğumu bu yurda yazdırmıştım. Kızımın birini kaybettim biri de yangından yaralı olarak kurtuldu" dedi. Hayatını kaybeden Neslihan Aydoğdu'nun babası Salih Aydoğdu, "Kızım yangında kurtulmuştu. Baba arkadaşlarım yukarıda dedi. Sadece itfaiyeciler su sıkıyorlardı. Eğer üçüncü kattaki yangın merdivenlerinin kapısı açık olsaydı çocukların tamamı kurtulurdu" dedi. Mağdur Teslime Aydoğdu ise, "Benim iki kızım vardı. İsmail Uğur ve Cuma Ali Genç iki senedir köyde kapımıza gelir ve kızlarımızı yurtlarına yazdırmamızı isterdi. Kızlarımı mecburen bu yurda yazdırdım. Benim çocuklarımı bile bile yaktılar. Şikayetçiyim" şeklinde konuştu. Cemile Karataş'ın velisi Mehmet Karataş ise, "Beş çocuğumdan en büyük kızımı yangında kaybettim. Bu olayda adı geçen yurt yetkililerinden milli eğitim müdürlüğüne kadar kim sorumluysa şikayetçiyim" dedi. Yangında kızını kaybeden, eşi yurt müdürü olan ve tutuklu yargılanan Cuma Ali Genç'in eşi Sena Betül Genç, "Zaman zaman yurtta kalıyordum ve öğrencilerin yemek ve temizlik işlerine yardımcı oluyordum. Bende bu yangında yavrumu kaybettim. Benim yavrum bir tane değil on iki taneydi" dedi. Yurt yangınından yaralı olarak kurtulan ve psikologlar eşliğinde ifadelerine başvurulan öğrenciler ise yangın esnasında yurdun yangın merdivenlerinin kapılarının kapalı olduğunu ve kendilerinin camdan atlayarak yangından yaralı olarak kurtulduklarını, yurt yetkililerinin ihmali olduğunu ve şikayetçi olduklarını söylediler. İfadelerin tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti oy çokluğu ile sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesine, bir sonraki mahkemenin 17 Temmuz 2017 tarihinde görülmesine karar verildi. DURUŞMA SONUNDA ARBEDE Öte yandan Kozan Ticaret Odası Toplantı salonunda gerçekleşen mahkemenin çıkışında bir grup, pankart açan ailelere ve Sosyal Haklar Derneği üyelerine saldırdı. Polis ekiplerinin müdahalesiyle olayın büyümesi önlendi. Bu haber 2032 defa okunmuştur.
| |