İster genç ister orta yaşlı ister kadın ister erkek olun, kalbin ömrünü belirlemek biraz da kişinin elinde. Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Özlem Esen, kalp krizlerinin önüne geçecek 5 tavsiyede bulundu.
Birinci madde sigarayı bırakmak! Kalp damar hastalıkları denilince bundan 20 yıl önce 60 yaş ve üstündeki hastalar akla gelirdi. Kalp krizi, bir yaşlılık hastalığı olarak düşünülürdü. Oysa sigara kullanımı, sağlıksız ve düzensiz beslenme, stres ve hareketsiz yaşamla birlikte 60 yaş ve üzerinde görülen kalp krizi, 40’lı hatta 35’li yaşlara indi. Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, son 10 yılda 35-45 yaş grubunda görülen ani kalp krizi vakalarında artış olduğunu söylemek mümkün.
Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Özlem Esen, Türkiye’de yeterli veri olmadığını ancak yurtdışında 45 yaş altındaki kalp krizi oranı tüm kalp krizi vakalarının yüzde 15-20’sini teşkil ettiğini söyledi.
Esen “Son dönemlerde sık sık rastladığımız 35-45 yaşındaki kalp krizi vakalarının ana nedeni, kanın akışkanlığının bozulması ve damar sertliği. Bunun temelinde ise kolesterol yüksekliği, fazla kilo yer alıyor. Kanın akışkanlığını ise sigara, hareketsizlik ve zihinsel stres bozuyor. Sonuç olarak kalbi besleyen damarlarda oluşan ani pıhtılaşma kalp krizine yol açıyor. Bunların ötesinde ailevi ‘genetik’ risk çok önemli olduğu dikkati çekiyor. Ailede 55 yaşından genç kalp hastalığı olması gençlerde 3-4 kat daha risk teşkil ediyor” diye konuştu. Esen, gençlerde ana damarın daha sık etkilendiğini ve daha çok ani ölümle sonuçlandığını belirterek, bu soruna karşı önlem almak için 5 tavsiyede bulundu:
1- 35-45 yaş arası genç ölümlerin ‘değiştirilebilir’ birinci nedeni olan sigarayı bir an önce bırakın.
2- Hareketsizlik hızlı kalp atışlarına neden olur. Düzenli ve kontrollü spor yaparak bunu ideale yaklaştırmak mümkün. Kalp atışlarınız özellikle spor yaparken ne kadar hızlı olursa o kadar risk teşkil eder.
3- Haftanın en az 3 günü 45 dakika tempolu yürümek yeterli.
4- Halı saha maçı gibi kalbinizi zorlayacak aktivitelerden kaçının. 5- Ailede kalp hastalığı olan ve ‘risk’ taşıyanların düzenli kontrol yaptırması gerekli.