Gelebek’ten, Atlı’ya Cevap

Gelebek, Bizim kastımız “HAYIR” cevabı verenleredir.

AK Parti Kozan İlçe Başkanı Veli Gelebek’in sosyal paylaşım hesabında seçim hükümeti kurulması aşamasında MHP’nin çizmiş olduğu politikayla ilgili eleştirisine MHP Kozan İlçe Başkanı Nihat Atlı tarafından “Yörük çocuğuna yakışmadı Veli Gelebek!” başlıklı bir açıklama ile sert bir dille eleştirilmişti.

Sonrasında ise Başkan Gelebek, Başkan Atlı’ya cevap niteliğinde yazılı bir basın açıklaması ile cevap verdi.

GELEBEK’İN AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE;

   MHP de ülkücü kaldı mı? İsimli şahsi facebook hesabımdan yaptığım yazılı açıklamama gelen eleştirilere cevaben;
     Siyasi partilerin amacı iktidar olmaktır. İktidarı hedeflemeyen hiçbir parti demokrasinin gelişmesine, ülke menfaatlerine katkı sunamaz.
   
   “MHP de ülkücü kaldı mı?”derken Bizim kastımız; Ülkenin bu hassas sürecinde hem MHP hem de AK PARTİ tabanları koalisyon isterken bu beklentiye küçük hesaplar uğruna, “HAYIR” cevabı verenleredir.

     Bizim kastımız vatanını ve milletini kendisine ihtiyaç duyulduğunda yüz üstü bırakan, iktidar partisini HDP ile hükümet kurdu görüntüsü vermek için koalisyona ve seçim hükümetine “HAYIR” diyen MHP yöneticilerinedir.
 
     Öte yandan Rahmetli Alparslan Türkeş, ülkesinin kendisine ihtiyaç duyduğu her an parti çıkarlarını bir kenara iterek, ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için, ülke menfaatleri doğrultusunda hareket ederek 3 milletvekili ile partisini iktidar ortağı yapmıştır. Sayın Tuğrul Türkeş de babası gibi,”Siyaset sistemi kilitleme ve çözümsüzlük alanı değil, çözüm üretme alanıdır.” anlayışıyla hassas davranarak ülkenin zor zamanında milleti temsil eden hükümette yer almıştır.

    Kaldı ki; 63. hükümet anayasa çerçevesinde kurulmuş bir seçim hükümetidir. Bir koalisyon değildir. Anayasal sorumluluklar çerçevesindedir. Bu çerçevede görev üstlenen bakanların birbirinin fikirlerini kabul etmesi, sevmesi beklenmez. Bir koalisyon hükümetinde olduğu gibi partilerin fikirlerinin birbirine uyuşması gibi bir zorunluluk da bulunmamaktadır.
 
    Tuğrul Türkeş’in bu davranışı karşısında: “Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş ceza evinde işkence görürken kendisini sızmış bir şekilde pavyonlardan topladığımız Tuğrul Türkeş’i alın tepe tepe kullanın.” İfadesi en başta bizim inanç değerlerimize aykırıdır. Çünkü insanların geçmişlerine değil bu günkü hal-hareket ve davranışlarına bakılır. Bu konuda birisi Üstat Necip Fazıl’a geçmiş problemli hayatını hatırlatınca O da: Biz geçmişimizi buruşturup çöp kovasına atmıştık. Çöp kovalarını karıştıranların neler olduğunu sen bilmez misin? der. Bugün Tuğrul Türkeş’in geçmişini ortaya dökenler, aslında Rahmetli Alpaslan Türkeş’in aile mahremiyetini de açığa çıkarıyorlar.

     Bizim kastımız; bugüne kadar her fırsatta dile getirilen, önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben anlayışı içinde, sonra yetiştirildiği anlayış içinde devlet çıkarlarını her şeyin üstünde tutarak hükümette kendine oy verenleri temsil etme isteğine; ismini asansörden kazıyarak ve ihraç ederek cevap verenlerdir.
 
Bizim kastımız; 99 seçimlerinden hemen sonra DYP ve FP dinlensin diyerek, pazarlık ortamı bile oluşturmadan DYP ve FP ortaklığında Başbakanlık şansı varken bunu elinin tersiyle itenleredir.

     Bizim kastımız; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sadi Somuncuoğlu'nun seçilmesine kesin gözüyle bakıldığı bir ortamda Sadi Somuncuoğlu'na töre(!) uygulanmasına sessiz kalarak seçilmesini engelleyenleredir.

      Bizim kastımız; Apo'yu ipten alıp, sonra meydanlarda Türk milletine ‘’Apo'yu kurtarmak için yapılan oylamada ben hayır oyu verdim ama benim oylarım yetmedi. Diğer partiler evet dediği için Apo kurtuldu. Apo'yu asabilmemiz için MHP'nin tek başına iktidara getirmeniz lazım’’ diyenleredir.

      Bizim kastımız; Mhp tabanına “Eli kanlı katiller!” diyen Rahşan Ecevit’e, özür dilettiremediği gibi, DSP ile hükümet kuranlaradır.

    Bizim kastımız; Kendi kadrolarında ülkenin sorunlarını çözecek bireyler bulamayıp Amerika’dan ithal bakan getirme  acziyetine yol açanlaradır.

    Bizim kastımız; Başörtüsü meselesini "açarak" çözmekten başka alternatif üretemeyenleredir.
 
   Bizim kastımız;  Doğu Türkistandaki soydaşlarımıza her türlü zulmü reva gören Çin Devlet Başkanına liyakat nişanını takdim edenleredir.

   Bizim kastımız; Enis Öksüz ile Kemal Derviş arasındaki  uzlaşmazlıkta, Enis Öksüz'ü feda edenleredir.

Bizim kastımız;”Rahşan affı”ıyla affedilen terörle bağlı kişilere ses çıkaramayanlaradır.

  Bizim kastımız; Bankaların içinin boşaltılmasına göz yumup, 50 milyar doları halka ödettirip, 2001 kriziyle esnafımızı kitlesel eylemlere sürükleyip bu milleti fakirleştirenleredir.

   Bizim kastımız; 3,5 yıllık hükümet ortaklıklarında verilen sözleri unutup, tabanının sesine kulak vermeyenleredir.

      Bizim Kastımız;30 Mart Yerel Seçimler öncesi verilen onca vaatleri, 5000 kişiye iş istihdamı ve kimsenin ekmeğine dokunulmayacağı  sözünü verip de halkımızı ekmeğinden edenleredir.

   Bizim kastımız; Terör örgütlerine sırtlarını dayayan kuzenlerine ses çıkarmayıp, milletin gözünde saygın bir yere sahip olan din adamlarına ses çıkaranlaradır.

   Bizim kastımız; Teröre karşı verilen  etkili ve kapsamlı mücadeleye rağmen bunu görmeyip, ülkenin yöneticilerine saygısızca davrananlarınadır.
 
  Bizim kastımız; Her türlü terör olayını istismar edip İç Güvenlik Paketine; HDP ile bir olarak karşı çıkanlaradır.

    Bizim kastımız; 63. Hükümetin bağımsız bakanlarının meclisteki yemininde MHP ve HDP sembollerini aynı amaç doğrultusunda sergileyenleredir.  
    Bizim kastımız; Memleketin her yanından Şehit haberi gelirken oy uğruna İnsanların içindeki öfke birikimini ateşlemek suretiyle, bir iki puan oy artırımı hesaplayanlaradır.

  Hala bizim kastımızı anlamayanlara tavsiyem; Tuğrul TÜRKEŞ’in, eski Ulaştırma Bakanı  Enis ÖKSÜZ’ün, Ramiz ONGUN’un ve Ali GÜNGÖR’ün MHP Yönetimine karşı tarihe geçen konuşmalarına ve bu isimlerin ihraç edilme ve istifa sebeplerine bir defa daha kulak vermeleridir.

 Ak Parti İlçe Yönetim Kurulu Adına
    Veli GELEBEK